Yollar
Daha önce hiç “Acaba farklı bir yol seçseydim, şu anda nerede olurdum?” dediğin oldu mu? Her ne kadar yaptığım ve yapmak istediğim çoğu şeyden emin olsam da, insan merak etmeden duramıyor. “Ya oraya hiç gitmeseydim?”, “Ya o kıza onu sevdiğimi söyleseydim?”, “Ya oradan gerçekten de atlasaydım?”… Bazen içimden her şeyi bir kenara bırakmak, içimden ne geliyorsa öyle davranmak geliyor. Ama tutuyorum kendimi, her zaman yaptığım gibi. Kontrol iyi bir şey, ama acaba fazla mı ileri gidiyorum? Aklımdan geçenleri söylemeli miyim? Ya duygularımı? Belki de asla var olmayan bir varlığa olan aşkımı?
Seçimler, seçimler… Kader bu olsa gerek, ya da hayat. Ne seçersem seçeyim aynı yere ulaşacağımı hissediyorum. Belki de sadece ümit ediyorum, bilinmez. Bir amacım olduğu apaçık. Bu amaç uğruna yaşadığımı biliyorum, gerekirse onun için ölmeye de hazırım. Ama itiraf etmek gerekirse yaşamayı gerçekten de istiyorum.
Yaşamak…
Bu kelime artık daha farklı bir anlam ifade ediyor benim için. Yaşama olan aşkım ve nefretim karşı karşıyalar her zamanki gibi. Arada ince bir çizgi var, biliyorum. Ama yine de şaşıyorum kendime, duygularıma. Düşündükçe gözlerim buğulanıyor yeniden. Hepsi, varolmayana…